Türkan Şoray
Sinemam ve Ben
Türk sinemasının sultanı Türkan Şoray otobiyografisini yazdığını duyunca çok sevinmiştim.Onun hakkında yazılmış elbette bir sürü kaynağa ulaşabiliriz. Ancak onun anılarını onun kaleminden okumak ayrı bir keyifti.
Sinema,oyunculuk ile ilgilenen kişiler için güzel bir kaynak. Özel hayatı,ailesinin yanında meslek aşkını da sayfalarca dile dökmüş Türkan Şoray
Yeşilçam döneminde çekilen -şimdi dalgası geçilen- filmlerin ne zor şartlarda çekildiğini anlatıyor.
Ben Yeşilçam filmlerini çok sevdiğim için o eleştrilerin bazılarını yanlış buluyorum. O dönem o teknolojide bile şimdi televizyonda tekrarları verilen belki 100 kere izlediğimiz filmler çekilirken günümüzde bu kadar etkileyen filmler çekilmiyor -istisnalar hariç-. Üstelik dalga geçtikleri klişe dedikleri senaryoların on katı klişe halini günlük dizilerimizde izliyoruz.
Oyuncu dostlarına da sevgi ve saygı dolu cümleler yazması çok hoş. Birbirlerini kıskandıkları düşünülürken Hülya Koçyiğit ile güzel bir dostlukları olduğunu okuyoruz mesela.
Filmlerinde beraber başrol oynadıkları Ediz Hun,Kadir İnanır,Tarık Akan isimlerine de onlar hakkında ki düşüncelerini, çekim anılarını paylaşıyor.
Tehlikeli bir kaza ve zorlu iyileşme sürecinden sonra bile şikayet etmeden devam ediyor mesleğine.
Azap filminde çocuğunu oynayan yuvadan buldukları kimsesiz Selim'i evlat edinmiş. Ancak bir yıl sonra çocuğun babası ortaya çıkıp oğluna sahip çıkmak isteyince ayrılmış Selim'den.
Yönetmenliğe başladığı zaman ona ön yargılı yaklaşanları nasıl yanılttığını da anlatmış. Hem oyuncusu hem de yönetmeni olduğu filmler ile Türk sinemasının sultanı olduğunu da kanıtlıyor.
Akıcı,sinema ile ilgilenenler için de daha keyifli bir kitap
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder